Fortnite - Oyun İncelemesi
Fortnite - Oyun İncelemesi
Savunma türündeki oyunların inişli çıkışlı bir tarihi vardır. Zaman içerisinde “Tower Defense” mantığına evrilen bu oyunlar, geçen zaman içerisinde kendi içerisinde de farklı oyun tiplerine ayrıldı. Farklılıkları ortaya en net şekilde koyanlardan bir tanesi belki de Orcs Must Die isimli oyundu. Her ne kadar “mutheşem” bir oyun olmasa da günün sonunda TPS kamera açısı, hızlı oyun yapısı, farklı tuzakları ve iddialı düşman birimleri ile bu türe önemli ivme kazandırmış yapımlardan birisiydi. Fortnite’a baktığımız zaman işte tam da bu ivmeden beslenen bir oyun görüyoruz. İşin güzel tarafı, yapımcı ekip bu ivmeyi öyle güzel yakalamış ki heyecanlanmamak elde değil. Gelin, erken erişim süresi esnasında başından uzun süre kalkamadığım Fortnite’a biraz daha yakından bakalım.
Eğer co-op oyun modelini seviyorsanız, o zaman Fortnite’ın sizin için artı biri var demektir zira oyunumuz tam da co-op olmadan oynanmayan cinsten. Toplamda dört kişilik ekiplerin, üzerlerine akan zombi saldırılarına karşı belirli noktaları korumaya çalıştıkları oyunda, tahmin edebileceğiniz üzere takım çalışması bir hayli önemli. Fakat bu oyunda sadece elimizdeki silahlar ile düşmanları avlamakla kalmıyoruz; bir yandan da etraftaki kaynakları toplayıp savunma inşa ediyoruz. Oyunda toplamda dört adet kaynak bulunuyor; Wood, Brick, Metal ve Nuts & Bolts. Bu kaynakları içerisinde bulunduğumuz haritanın birçok farklı noktasından toplayabiliyoruz. Kimi kaynaklar kabak gibi ortada olsa da bazıları çok daha zorlu ve gizli yerlerden çıkabiliyor. Eğer yeterince kaynağımız yoksa üretim yapmakta da zorluk çekiyoruz. Fortnite’da savunma binalarının haricinde menzilli silah, yakın dövüş silahı ve mermi de üretmek mümkün. Bu sebepten ötürü kaynak kullanımının anlam ve önemi birkaç kat daha önem kazanıyor. Peki, bu kaynakları kimler kullanıyor? Gelin sizi dört kişilik ekibimizle tanıştırayım.
Bunlardan ilki Outlander; kendisinin esas olayı, etraftaki kaynakları diğer sınıflara göre daha kolay bulması. Soldier sınıfının göreviyse artık oyun camiasının çok da iyi bildiği üzere, savaşmak! Siz üretin, bırakın bu arkadaş etrafa dehşet saçsın! Üçüncü sınıfımızsa Ninja. Kendisi yakın dövüş uzmanı olduğu gibi, çevik hareket kabiliyeti sayesinde düşmanlarından hızlıca kaçabiliyor. Ayrıca kullandığı özelikleri sayesinde gelen dalgaları ciddi boyutta engelleyebiliyor. Son sınıfımız olan Constructor ise bina yapımlarından sorumlu arkadaş. Aslında oyundaki tüm sınıflar hem savaşabiliyor, hem de bina üretebiliyor ama misal Soldier’dan daha iyi savaşabilen ve Constructor’dan daha iyi ve hızlı bina inşa edebilen kimse yok. Hatta Constructor binaları güçlendirebildiği gibi, yine diğer sınıflardan daha hızlı şekilde tamir yapabiliyor. Bu noktada da oyunun erken erişimindeki ilk sıkıntısı ortaya çıkıyor. Anlayacağınız iki Soldier ve iki Constructor ile bölümleri geçmek kesinlikle çok daha kolay. Özellikle Ninja karakterin ben bu satırları tuşluyorken ekibe pek bir katkısı bulunmuyordu. Tamam, oynaması çok eğlenceli ve düşmanları bir nebze engelleyebiliyor ama hepsi bu.
Husk olarak adlandırılan düşmanlarımız, kendi aralarında farklı türlere sahipler. Klasik zombi modellerinden, kafamıza kuru kafa atana kadar genişleyen bir skala mevcut. Tek bir amaçları var; ya bizi ya da o bölümde bahsi geçen noktayı yok etmek. Yapay zekâ olarak fena iş çıkarmıyorlar diyebiliriz. Özellikle şişman olan ve öldürmesi uzun süren zombilerin birkaç isabetli atış ile dikkatlerini size çeviriyor olması sevindirici bir detay. Yani sadece tek bir noktaya odaklanıp kalmıyorlar. Bu arada aynı bölüm içerisinde bir sonraki seviyeye geçtiğimiz zaman düşmanlarımız da seviye atlıyor. Bu da daha zor öldürülecekleri anlamına geliyor. Fakat en eğlencelilerinden birisi “Lobber” isimli düşman; ilk ortaya çıkışında “Bir çatı yapmanın zamanı geldi” diyerek kafamıza bombeli olarak kuru kafa atmaya başlıyor. Bu esnada fark ediyoruz ki “Abi çatı yapmak gerçekten aklıma gelmemişti!” Bir hışımla çatı nasıl yapılır? İşte Fortnite benim ekibe bunu öğretti. Düşmanlarımızı engellemek için tuzaklara odaklanmak şart. Oyunda üretilebilen birçok farklı tuzak modeli bulunuyor. Bina üretmek gerçekten kolay; bu noktada yapımcı ekibe “eyvallah” demeden geçmek istemiyorum. Konsolda bile hızlıca kullanıma imkân sunan bina yapma ara yüzü sayesinde, savaşların ortasında bile rahatlıkla üretim yapabildim. Yine de neyi, nereye yapacağımıza karar vermek oyunun gidişatını büyük oranda etkiliyor. Özellikle keskin nişancı için doğru yere inşa edilecek bir kule, düşmanlara karşı büyük üstünlük kurmamıza zemin hazırlıyor. Biz tüm bunları yaparken, bir yandan da oyun senaryosu ilerliyor. Her harita içerisinde ana görevin yanı sıra yan görevler de bulunuyor. Yan görevler hem bolca yetenek puanı, hem de senaryoya dair yeni bilgiler demek. Biz ekip olarak hepsini tamamlayarak ilerledik ve çok eğlendik. Yani öyle abuk sabuk görevler değiller; denemeden geçmeyin. Karakter gelişimi Fortnite’de önemli bir yere sahip. Bölüm sonlarında elde ettiğimiz yetenek puanları ile seviye atlayan karakterlerimiz, her yeni seviyede farklı yeteneklere kavuşuyorlar. Ayrıca daha fazla cihaz kullanabilir hale geliyorlar.
Fortnite an itibariyle erken erişimde olan bir yapım ve bunu her halinden belli ediyor. Daha önce de belirttiğim gibi, sınıflar arasında gözle görülür bir dengesizlik söz konusu. Bu denge kurulmadan çok da ileri gidilebileceğini zannetmiyorum. Düşman çeşitliliği benim deneyim ettiğim süre zarfında çok kısıtlıydı. Bir an Plants vs. Zombies oynuyormuşum gibi hissettim. (Ki bu arada oyun modeli baya benziyor.) Benzeri bir durum tuzaklar için de geçerli. Böyle bir oyunda kesinlikle çok daha fazla düşman birimi ve tuzak olması gerekiyor. Silahlar, vuruş hissiyatı ve genel olarak kullanılan grafik motoru, Fortnite’un en dikkat çekici noktalarından birisi. Zaten oyunu gördüğünüz anda deneyim etmek isteyeceğinizin garantisini verebilirim. Fakat dediğim gibi, Fortnite henüz erken erişimde ve karşınıza çıkacak olan eksikleri bilerek bu oyuna para harcayın derim.